Sosyoniğe Giriş

Sosyonik, sabit biliş kalıplarının insan kişiliğini nasıl oluşturduğunu ve bu kişiliklerin toplumda birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini açıklayan bir kişilik tipi ve bilgi işleme teorisidir. Teori; psikoloji, sosyoloji ve sibernetik alanları arasında bir konuma sahiptir. Daha doğrusu, kişilik tipine ilişkin bir bilgi işleme sistemi, o tipteki kişinin davranışı üzerinde bir etkiye sahiptir ve bu da toplumdaki diğer insanlar üzerinde bir etkiye sahiptir. Bu bağlamda Socionics, 16 kişilik tipi ve bu tipler arası ilişkileri konu alan çalışma olarak da tanımlanabilir.

Arka Planı

1960'larda, Litvanyalı psikolog Aushra Augustinavichiute, Jung'un Psikolojik Tipler (1921) adlı eserini okuduktan sonra Jung'un tipolojisine ilgi duymaya başladı. Bu süre zarfında, Vilnius Pedagoji Üniversitesi'nin aile bilimi bölümünün dekanıydı ve üniversitedeki çalışmaları, bazı ilişkilerin neden diğerlerinden daha iyi çalıştığı üzerine düşünmesine sebep oldu, bu soru ilgisini çekmişti, ancak Jung'un bu konuda bir cevabı yoktu.

Aushra, bu felsefi sorulara cevap bulmak adına, Jung'un teorilerinin potansiyelini tartışmak için ayda bir psikolog ve sosyologların buluştuğu toplantılar düzenledi. 1968'de, Aushra'nın bir "Evreka anı (ani beklenmedik keşif anı)" yaşadığı bir oturum vardı, Carl Jung'un 4 işlev modelinin (Model J), bir kişi içindeki gerçekliğin tüm yönlerini hesaba katmak için 8 işleve genişletilmesi gerekiyordu. Bu sadece psikolojik tiplerin sayısını 8'den 16'ya çıkarmak değildi, aynı zamanda 8 psikolojik gerçekliğin farklı yönlerini dikkate almaktı. Bu yapıya soyadından dolayı Model A adını verdi. 1980'e gelindiğinde, Socionics teorisi, Carl Jung'un Psikolojik Tipleri ve Antoni Kepinski'nin Bilgi Metabolizması Teorisini geliştirerek, The Socion ve The Dual Nature of Man adlı temel çalışmalarında tam olarak kuruldu ve ana hatlarıyla belirtildi.

Aushra Augustinavichiute

Jung'a dayanan temeli

Aushra, Jung'un tipolojisinin içgörüsünü son derece güçlü ancak yapısal olarak eksik olarak gördü. Jung'un en başta tipler hakkında yazmasının başlıca nedeni, deneyimlerinden yola çıkarak Sigmund Freud'un Yapısal Psişe Modellemesini (Id, Ego ve Süper Ego) geliştirmenin bir yolunu görmüş olmasıdır. Jung, Algılama, Sezgi, Düşünme ve Duygu olarak adlandırdığı dört anlamsal insan bilinci kategorisini gözlemledi. Ayrıca, her bilinç kategorisinin bir Dışadönük ve İçedönük tutuma sahip olduğunu ve böylece bilincin 8 benzersiz bilişsel fonksiyonunu ürettiğini kaydetti.

Sosyonikteki bilgi öğeleri, Jung'un bilişsel fonksiyonlarına dayanır, ancak aynı tanımları paylaşmazlar ve aynı şekilde ele alınmamalıdır - Aushra'nın tanımları, Jung'un tanımlarının belirgin bir şekilde geliştirilmesidir.

Öğe, psişe yani Id, Ego ve Süper Ego tarafından işlenen şeydir. (Bilgi akışının bir parçası)

Fonksiyon ise bilgiyi işleyen şeydir. (Psişe'nin aygıtı)

Psikolojide psişe insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır.

Psişe'nin Bireyselleşmesi

Sosyoniğe dahil edilen Jung'un çalışmalarının ana konsepti, ruhun bireyselleşmesidir. Her şeyden önce 16 kişilik tipinin olmasının nedeni; insan zihninin biyolojik olarak diğerlerine kıyasla farklı bilgi işleme alanlarına odaklanmak için evrimleşmesidir. Bir kişilik tipini ilk etapta tanımlayan şey budur. Her Socionics tipinin kendine özgü, Psikolojik Asimetri Yasası ile tanımlanabilen benzersiz asimetrileri vardır. Psikolojik Asimetri Yasası; her tipin, karşıt tipine göre asimetrik bir bilgi tercihi olduğunu belirtir. Tipler, güçlü bilgi türleri olacaktır ve yine tipler, farklı türdeki bilgileri işlemede daha iyidirler (Bu, fikre temel bir bakıştır, Model A makalesi ile daha derinine ineceğiz).

Sosyon

İnsanlar yalnızca sosyal deneyimden kopuk atomlara ayrılan bireyler değildir, hayatta kalmak ve bir tür olarak tam potansiyelimize ulaşmak için başkalarıyla iletişim kurmalı ve işbirliği yapmalıyız. Her insan kişiliği, gerçekliği belirli bir mercek aracılığıyla algılar, başkalarına eksik oldukları bilgileri sağlar ve kendilerinde olmayan bilgileri başkalarından alır. Bilgi işlemenin bir biçimi tek başına dışarıdan girdi olmadan bağımsız olarak gelişemez. İnsan kültürünün ve toplumunun ortaya çıkmasıyla, insanlığın potansiyelini fark etmek mümkün oldu - hepimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Sosyon'un anlamı budur.

Last updated